Türkiye ekonomisinin kronik sorunu enflasyondur. Enflasyon piyasada para arzının artmasının bir sonucudur. Eldeki kıt kaynaklarla çok şey yapmaya çalışan hükümetler yeterli vergiyi, geliri oluşturamayınca genellikle Merkez Bankaları vasıtasıyla para basarak ödemeleri gerçekleştirirler. Piyasada para bollaşınca bunun çeşitli etkileri olur. Bunlardan birisi para çokluğu talebi artırır bu da talebe uygun yeterli ürün arzı yoksa fiyatları arttırır, bu talep enflasyonudur. İkincisi para basarak ödemeleri yapan, maaşları ödeyen hükümetler gelirlerini arttırmak için kontrollerinde ki enerji, vergi, harç gibi kalemlere zam yaparlar buna bağlı olarakta maliyetler artar, bu da maliyet enflasyonuna neden olur.
Gelirlerinden fazla harcama yapan, denk bütçe oluşturamayan, bütçe açığı veren, piyasadan faizle borçlanan hükümetler bu açıklarını kapatmak için para basarlar, vergileri, harçları arttırırlar. Bu da piyasaya ihtiyaçtan fazla para girmesine neden olur. Piyasada ki para miktarı fiyatları belirler, para çoksa paranın değeri düşer buna bağlı olarak fiyatlar da artar.
Hükümetlerin enflasyonu önlemek için uygulaması gerekenlerin başında denk bütçe oluşturması bütçe disiplinine dikkat etmesi, para basmadan gelirleriyle devletin ödemelerini yapması gerekir. Bunun için gereksiz, geri dönüşü olmayan, üretime katkı sunmayan, ekonomik olmayan ölü yatırımlardan, harcamalardan kaçınması gerekir. Yine yapılacak projelerin öncelikleri, gereklilikleri çok iyi belirlenmeli, fahiş, soygun maliyetleriyle ihale edilmemelidir.
Türkiye büyük bir enflasyon sarmalına girmiştir. Bunu önlemek için uygulanan ekonomik politikalar baştan aşağı yanlıştır. Bugün enflasyonu önlemek için çok yanlış bir teşhisle talep kısılmaya çalışılıyor. Türkiye'de talepten kaynaklanan bir enflasyon yok, enerji, nakliye, vergi, harçların ve işçi ücretlerinin artmasıyla oluşan ağır bir maliyet enflasyonu var. Maliyetleri düşürmek için Ötv, Kdv, harç ve vergileri normalleştirerek, 3 misline satılan enerji fiyatlarını aşağı çekmek şart. Asgari ücreti arttırmak yerine enflasyon durdurulmalıdır. Maliyete etki eden girdiler düşerse enflasyonda düşer.
Talebi kısarsanız işletmeler ürettikleri ürünleri, hizmetleri satamaz. Satamayınca ayakta kalmak için önce işçi sayısını azaltır, üretim miktarını düşürür, kredi kullanarak sıkıntılı dönemi atlatmaya çalışır. Borcu döndüremeyince de elindeki işyerini, makine, alet ekipmanını çok düşük fiyatlara elden çıkartarak büyük bir sermaye kaybına neden olur. Sermaye birimini kaybedersek tekrar yerine koymak toparlamak mümkün olmaz. İşten çıkarttılan işçiler yüzünden de işsizlik artar, sosyal doku, sosyal barış bozulur, ahlaksızlık artar.
Sonuçta enflasyon en adaletsiz vergi toplama yöntemidir. Enflasyonu önlemek için fahiş soygunlarla yapılan projeler iptal edilmeli, fahiş fiyatlarla yapılan garantili projelerin fahiş garanti ödemeleri durdurulmalı, fahiş faizlerle borçlanma durdurulmalı, devletin fazla, gereksiz istihdamı, harcamaları önlenmelidir. Ne olursa olsun üretim teşvik edilmeli, enerji fiyatlarında ki soygun durdurulmalı, enflasyonu önlemek için mücadele edilmelidir. Talep kısılmamalı, ticaret canlı tutulmalı daha önceki yıllarda ki tecrübelerle enflasyonu düşüremiyorsak, enflasyonla yaşararak piyasaları canlı tutmalıyız.
Bugün için uygulanan ekonomik politikalar yanlış teşhislere dayandığı için başarılı olma şansı yok. Türkiye hem yüksek enflasyon hemde ekonomide yüksek küçülmenin olduğu stagflasyonu yaşıyor. Bunun bir adım ötesi yıkımdır.
Sarper Koç / ENP
Not : Yazıların bilimsel, etik sorumlulukları yazarlara aittir. Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur.
Yorumlar
Kalan Karakter: