Bir şeyi tanımlarken onun ne olduğunu açıklamak için önce ne olmadığına karar veririz. Bizi diğerlerinden farklı kılan, ayırt edici bir unsur ararız. Bu bağlamda Hegel, “Tarih Felsefesi Üzerine Dersler” inde Yunan uygarlığının doğuşunu yabancıların Yunan’a gelişiyle eş zamanlı görür. Yani, Yunan’ı Yunan yapan yabancılar, öteki olanlardır. Bir başka deyişle yabancının varlığı, varlığın kendisini oluşturması için gereklidir.
Bu düşünceyi günümüze taşıdığımızda küreselleşme kavramı ile tanışırız. Küreselleşmeyi bu bağlamda ele aldığımızda devletler ve halklar arasında iletişimi ve etkileşimi arttırdığını görmekteyiz. Bu durum “dünya vatandaşlığı” kavramını ortaya çıkarırken bir diğer taraftan ise milliyetçilik gibi daha içe dönük ideolojileri de güçlendirmiştir. Çünkü bizi diğerinden, ötekinden farklı kıldıran olgu, bizi değerli de kıldırır ve bize kimlik kazandırır.
Bu çift kimlik inşası sürecinde, eğitim en önemli yapı haline gelir. Eğitim sadece bireyi bilgilendirme süreci değil, aynı zamanda topluma katılan bireyle toplumun ideolojik, kültürel ve politik kimliğinin şekillenmesi sürecidir. Bu bağlamda Rusya ve Kuzey Kore arasındaki eğitim iş birliği yalnızca teknik ve akademik bir ilişki değil, aynı zamanda iki ülkenin de kendi kimliklerini yeniden üretme ve koruma çabasıdır.
Kuzey Kore, dışa kapalı yapısına rağmen sınırlı da olsa Rusya’ya öğrenci göndererek onların “kontrollü” bir şekilde eğitim almasına izin vermektedir. Bu durumu, küreselleşen dünyada “ötekini tanıma” ihtiyacı olarak okumak mümkündür. Öte yandan, bu eğitim sürecince öğrencilerin kimliksel dönüşümleri engellenir, çünkü bu bilgi transferi aynı zamanda rejimin sahip olduğu ideolojiyi -özüne bağlı kalarak- yeniden üretmeyi amaçlar. Rusya ise bu iş birliği sadece akademik bir süreç olarak görmez, ayrıca bölge üstündeki bir nüfuz aracı olarak görür. Bu ilişkide Hegel’in bahsettiği kimliği “öteki ”ne karşı koruma refleksi bulunmaktadır.
Rusya ve Kuzey Kore arasındaki ilişkiye tarihsel açıdan baktığımızda bu ilişkinin Kuzey Kore’nin kuruluşundan beri var olduğunu görüyoruz. Sovyetler Birliği, 1948’de Kuzey Kore’nin kurulmasına destek olmuş, rejimin kurulmasına ve ideolojik olarak şekillenmesine destek olmuştur. 1950-1953 Kore Savaşında Sovyetler Birliği, doğrudan savaşın içerisinde yer almasa da Kuzey Kore’yi lojistik, hava desteği ve danışmanlık yaparak desteklemiştir. Çin ile birlikte Kuzey Kore’nin müttefiki olmuştur. Soğuk savaş sürecinde bu iki ülke birbirlerini desteklemiş, müttefik olmaya devam etmiştir. 1991’de Sovyetler Birliği dağılınca Kuzey Kore ile olan ilişkilerde duraksamalar yaşanmıştır. 2000 yılında Vladimir Putin, Pyongyang’ı ziyaret eden ilk Rus lider olmuştur. Bu ziyaret ile beraber duraksamalar yaşayan iki devlet arasındaki ilişki tekrar canlanmıştır. Ukrayna Savaşı sonrasında ise Batı’nın uyguladığı yaptırımların sonucunda yalnızlaşan Rusya, Çin ve Kuzey Kore ile ilişkilerini güçlendirmeye başlamış ve bu doğrultuda bir politika izlemiştir. Liderler arası ziyaretler, savunma iş birlikleri, ekonomik görüşmeler ve eğitim politikaları ile ilgili görüşmeler artmıştır.
Rusya ve Kuzey Kore arasında sınırlı olmakla beraber değerli bir eğitim iş birliği vardır. Bu iş birlik, ideolojik yakınlık, kültürel alışveriş, diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi ve dil öğretimi amacını taşımaktadır. İki devlet arasındaki eğitim ilişkisi genel itibariyle tek yönlü olduğu görülmektedir. Kuzey Koreli öğrenciler Rusya’da eğitim almaktadır. Rus öğrencilerin Kuzey Kore’de eğitim almalarına dair herhangi bir veriye ulaşılamamaktadır.
Rus hükümeti ve Kuzey Kore’nin yapmış oldukları eğitim iş birliğine bakıldığında, Kuzey Koreli öğrencilerin Rusya’da özellikle mühendislik, bilim, dil ve uluslararası ilişkiler alanlarında eğitim aldıklarını görüyoruz. Rusya’ya gönderilen Kuzey Koreli öğrenci sayısı oldukça sınırlı. Bu öğrenciler devlet burslarından veya ikili anlaşmalar kapsamında tanınan kontenjanlardan faydalanırlar. Genelde bu öğrenciler Kuzey Kore hükümetine sadık ve üst düzey aileler arasından seçilir. Bu öğrencilerden Kuzey Kore hükümetine katkı sağlamaları beklenir.
Kuzey Koreli öğrenciler Rusya’da genelde Kuzey Kore hükümetinin ihtiyaç duyduğu alanlarda eğitim almaktadırlar. Bunlar mühendislik, bilgisayar ve teknoloji, uluslararası hukuk, Rus dili ve edebiyatı ve Tıp ve tarım teknolojileri alanlarıdır. Moskova Devlet Üniversitesi, St. Petersburg Devlet Üniversitesi ve coğrafi yakınlığından dolayı Uzak Doğu Federal Üniversitesi (Vladivostok) Kuzey Koreli öğrencilerin sık tercih ettiği üniversitelerdir. Moskova ve Vladivostok’taki bazı üniversitelerde, Kore dili ve kültürü üzerine bölümler bulunmaktadır. Rusya’nın uzak doğusunda iki devletin ilişkilerine dair seminerler ve öğrenci etkinliklerini görmekteyiz. İki ülkenin eğitim politikalarında akademik iş birliği yok denecek kadar nadirdir. Bunun nedeni olarak Kuzey Kore’nin kapalı bir toplum olması gösterilebilir. Yine de mühendislik, tarım ve diğer teknik eğitim alanlarıyla ilgili iş birlikleri olduğu biliniyor. En önemlisi ise Rusya, Kuzey Koreli diplomatlara yönelik protokol, diploması ve uluslararası hukuk alanlarında eğitim ve öğretim programları düzenlemiştir.
Kuzey Kore Pyongyang’da ve bazı şehirlerde Rus dili eğitimi de verilmektedir. Rusça seçkin okullarda yabancı dil olarak öğretilir. Bu eğitim genelde diplomatik görevler veya devlet işlerinde yer almayı isteyen öğrenciler için uygundur.
Rusya ve Kuzey Kore arasındaki eğitim ilişkileri, her iki ülkenin de milli çıkarlarını uluslararası alanda temsil etme çabasının bir parçasıdır. Özellikle Kuzey Kore’nin dışa kapalı bir yapıya sahip olmasına rağmen Rusya ile stratejik bağlarını sürdürüyor olması oldukça önemlidir. Kuzey Kore açısından bakıldığında Rus kültürü ile beraber çokkültürlülüğü (kısmi) desteklerken kendi kültür ve rejim yapılarını korumaya devam edecektir. Rusya için ise hem jeopolitik nüfusun artışı hem de Asya’daki müttefik ağının güçlenmesi demektir. Sonuç olarak iki devlet arasındaki eğitim iş birliğinin gelecek yıllarda daha da artacağını ön görmek mümkündür. Bu yolla iki milletin ulusal kimlikleri yalnızca içsel dinamikleri ile değil dışsal unsurlarla da şekillenmeye devam edecektir. İki ülke açısından bu eğitim süreci, milliyetçi kimliklerin yeniden üretildiği bir araç haline gelecektir.
Selime TURĞUT / ENP
Not : Yazıların bilimsel, etik sorumlulukları yazarlara aittir. Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur.
Kaynakça
UNESCO Institute for Statistics – http://uis.unesco.org
Russian Ministry of Science and Higher Education – Yıllık raporlar (özellikle 2019–2023)
TASS ve RIA Novosti Haber Ajansları – Kuzey Koreli öğrencilerle ilgili güncel haberler
NK News ve 38 North – Kuzey Kore’ye dair akademik analizler
Far Eastern Federal University (FEFU) – Üniversite basın bültenleri
OECD Eğitim Veritabanı – Üçüncü ülkelerle kıyaslama için
Kuzey Kore İnsan Hakları İzleme Raporları (HRNK, 2020–2023) – Eğitimde denetim ve sınırlamalarla ilgili
Yorumlar
Kalan Karakter: