Milli bayramlar, modern toplumlarda geçmişte oluşturulan/oluşan “kutsal zaman”ın canlılığını ve sürekliliğini sağlar. Kutsal zaman, toplumların doğduğu ve “yeniden” dirildiği zamanlardır. Kutsal zaman olarak tanımlanan zaferler, doğuşlar vs. halk aracılığıyla her yıl tekrarlandığında zaman durur ve anlam yüklü geçmişteki o ana dönülür. Böylece bireyde tekil hafızanın ötesinde ait olduğu toplumun kolektif hafızası oluşur. Birey geçmişi toplum içinde ve toplum vasıtasıyla öğrenir. Milli bayramlar geçmişi özünü koruyarak yeniden anlamlandırılır ve “biz” bilinci oluşturur. Ayrıca milli bayramlar aracılığıyla geçmiş bireye bir özgürlük anlatısı sunar ve bu özgürlüğü koruma sorumluluğu verir. Bu yüzden milli ve kültürel kimliğin oluşumunda milli bayramlar oldukça önemlidir.
Moskova’da bulunduğum süre boyunca birçok dini ve milli bayrama tanık oldum. Rus halkının dini ve milli bayramlarını büyük bir özenle kutlayıp kültürel kimliklerinin devam etmesi için çabalamaları dikkatimi çekti. Bana eski Türkiye’deki dini ve özellikle milli bayramların kutlanışını hatırlattı. O görkemli, geçmişi hatırlatıp sevgi ve saygı dolu anları tekrar yaşatan Türk milli bayramları…
Yakın zamanda Rusya’da 9 Mayıs Zafer Bayramı (День Победы) kutlandı. Zafer Bayramı Rus halkı için oldukça önemli bir bayram. 8 Mayıs 1945 yılında Nazi Almanya’sının resmen teslim olmasıyla savaş sona ermişti. Ancak bu tarih Rusya’da gece yarısını geçtiği için zaferin günü, 9 Mayıs olarak kabul edilir. Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşında (Büyük Vatanseverlik Savaşı) yaklaşık 27 milyon vatandaşını kaybetmiştir. Bu yüzden bu zafer Ruslar için hem çok önemli hem de çok kıymetli. Bahsettiğimiz o kutsal zamana geri dönerler ve büyük bir acı ve trajedinin ardından o büyük zaferi tekrar yaşarlar. Böylece kutsal zaman, her yıl 9 Mayıs Zafer Bayramı aracılığıyla tekrarlanır ve bir kimlik kazanıp halk tarafından geleceğe taşınır.
Bu yılki Zafer Bayramı hazırlıklarına ve kutlamalarına tanıklık etme şansı buldum. Rus hükümeti ve halkı bu bayramı kutlamak için oldukça çoşkulu ve istekliydi. Günlerce kutlamada yapılacak yürüyüş ve gösterilerin provaları yapıldı. Bayramdan günler önce halkın büyük bir çoğunluğu siyah ve turuncu çizgilerden oluşan bir rozet takmaya başladı. Bu rozete St. George Kurdelesi/Rozeti (георгиевская ленточка) denir. Kurdeledeki siyah renk; dumanı, savaşın zorluğunu ve bu süreçte yapılan fedakarlıkları temsil eder. Turuncu renk ise alevi yani zaferi ve kahramanlığı ifade eder. Bu rozet, Ruslar için vatanseverliğin, savaşta hayatını kaybedenlerin ve halkın bu zafere bağlılığının sembolüdür.
Bayramda sıkça kullanılan bir diğer sembol ise hepimizin bildiği, Sovyetler Birliğinin simgesi olan çekiç ve oraklı kızıl bayraklardı. Bu bayrak Nazizm’e karşı kazanılan zaferin simgesi haline gelmiş. Hüzünlü bir coşkuyla çekiç oraklı bayraklar sallandı tüm bayram boyunca.
“Ölümsüz Alay” (бессмертный полк) yürüyüşü ise Rus halkının özgürlükleri için hayatlarını kaybeden asker ve aile üyelerinin fotoğraflarının taşındığı bir yürüyüştür. Bu yürüyüş Ruslar için kolektif bir ritüele dönüşmüş vaziyette. Yüzlerce insan, bugünkü özgürlükleri için canlarını feda eden o kişileri onlarca yıl sonra anmaya devam ediyor. Bu bayramda da bu tekrar etti. Bu kutsal zamanın tanıklık ettiği en duygusal anlardan biri…
Karanfil çiçeği (гроздика) bayramın bir diğer simgesiydi. Bu çiçekler savaşta ölen askerlerin anıt mezarlarına konulurdu. Kırmızı karanfil çiçekleri sadece bu bayramın simgesi değildi. Birçok anmada veya anıtta bu çiçeklerin kullanıldığına şahit oldum. Kutsal zamana estetik bir dokunuşun eklendiği anlar bu anlar olmalıydı.
Bir diğer Zafer Bayramı ritüeli ise Kremlin duvarı yanında bulunan “Meçhul Asker Mezarı”na (Могила Неизвестного Солдата) çelenk bırakma töreniydi. Bu anıt 1967 yılında inşa edilmiştir. Bu anıta sadece Zafer Bayramı’nda değil diğer önemli günlerde de çelenk bırakılmaktadır.
Beni en çok etkileyen ritüel ise askerî geçit töreni oldu. Kızıl Meydan başta olmak üzere ülke genelinde askeri geçitler gerçekleşti. Bu geçişte tanklar, roket sistemleri ve askeri birlikler bulunmaktaydı. Bu geçitte Rusya askeri gücüyle insanları büyüledi ve tarihi zaferini kutlarken bu güç ile halkını geleceğe ve özgürlüğe dair inançlarını diri tutmalarını sağladı.
Gece olunca bayramın bittiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Şimdi havai fişeklerin gökyüzünde dans etme zamanıydı. Yüzlerce insan bu ana tanıklık etmek için Kremlin’de toplandı. Saat 22.00’da gökyüzünde rengarenk havai fişekler patlamaya başladı. Gün içerisinde adeta savaşı yeniden yaşatan ritüellerden sonra artık zafer zamanıydı.
Bu yıl Moskova’da tanık olduğum Zafer Bayramı, Ruslar için sadece geçmişi hatırlatmanın bir aracı değildi. Rus ulusal birliğini ve vatanseverlik duygusunun pekiştiği güçlü kolektif bir deneyimdi. Ayrıca son dönemlerde Rusya’yı yalnız bırakma stratejisini alaşağı eden bir bayramdı. Farklı ülke başkanlarının ve ordularının katılımı ile Rusya’nın hala güçlü olduğu ve yalnız olmadığı mesajı böylece pekişmiş oldu.
Selime Turğut / ENP
Not : Yazıların bilimsel, etik sorumlulukları yazarlara aittir. Yazıların içeriğinden ve kaynakların doğruluğundan yazarlar sorumludur.
Yorumlar
Kalan Karakter: