ENP HABER ÖZEL | Burak Bozkurtlar’la Ulusal Siber Direniş, Teknoloji Yönetimi ve Ortak Akıl Üzerine...
Türkiye, 2025’in ortasında Siber Güvenlik Başkanlığı’nı resmen kurdu. Bu tarihî adımı yıllardır savunan uzmanlardan Burak Bozkurtlar’la ENP HABER için bir araya geldik. Bozkurtlar, “güvenliğin yalnızca savunma değil; akıl, toplumsal refleks ve milli irade olduğunu” vurguluyor. Söyleşide; komutanlık vizyonundan, İsrail–İran siber restleşmesine; Ulusal Siber Alarm Sistemi’nden “dijital seferberlik” çağrısına dek pek çok başlık masaya yatırıldı.
“Devlet, Anadolu’nun Binlerce Sesine Kulak Verdi”
ENP: Sayın Bozkurtlar, Siber Güvenlik Başkanlığı resmen kuruldu. Yıllardır bu adımı öngören isimlerden biri olarak şu anki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burak Bozkurtlar:
“Sözün kıymeti zamanla ölçülür. Biz bu yapıyı çok önceden bilimsel raporlarla, panellerde ve makalelerde gündeme getirdik. Ancak bu gelişmeyi ‘ben dedim oldu’ şeklinde sahiplenmek, siber güvenilirliğe dair ilkesel duruşumuzla çelişir. Bu, devletimizin; farklı şehirlerde, kurumlarda, okullarda bu alana emek veren, kod yazan, analiz yapan binlerce Anadolu evladının sesine kulak verdiğinin göstergesidir. Mesele kişisel öngörü değil; kolektif bilginin devlette karşılık bulması. Ve evet: Başkanlık düzen kurar, şimdi sıra milli, yapay zekâ destekli bir Siber Güvenlik Komutanlığı’nda. Zamanı gelince bu da olacaktır.”
“Siber Cephe, Artık Küresel Bir Savaş Alanı”
ENP: Son dönemde İsrail ile İran arasındaki siber gerilim dünya gündemini sarsıyor. Bu gelişmeler nasıl okunmalı?
Burak Bozkurtlar:
“Bu artık sadece iki ülke arasındaki bir restleşme değil; dijital cephede küresel aktörlerin pozisyon aldığı, çok katmanlı bir siber savaşın varlığını gösteriyor. Çin kaynaklı Comment Crew gibi gruplar, Demir Kubbe ve Arrow 3 altyapılarına saldırdı. Rusya’nın, İran’a dolaylı siber istihbarat desteği verdiği ihtimali de uzun süredir konuşuluyor. Net kanıt yok ama bazı füzelerin hava savunma sistemlerini aşması bu iddiaları güçlendiriyor. Üstelik ABD’de CIA belgelerinin sızdırılması, sistem içindeki çatlakların dış saldırılardan daha derin olduğunu ortaya koydu. Unutmayın: Dijital savunma, yalnızca firewall’la, antivirüsle sınırlı değil. Sızan bilgi, çöken yazılımdan daha tehlikelidir.”
“Ulusal Siber Alarm Sistemi: Huzur ve Demokrasi Kodu”
ENP: Ulusal Siber Alarm Sistemi” projeniz büyük ilgi gördü. İnsanlar sizi bu projeyle tanıdı. Projenin son durumu ve hedefleri neler?
Burak Bozkurtlar:
“İnsanlar beni bu projeyle tanımadı; oysa onlarca iş geliştirme önerimizden yalnızca biri. Protokol, metrobüs gibi toplu taşımada vatandaşın kameraya belirli bir işaretle bakarak sessiz yardım çağrısı yapmasını sağlıyor. Pilot uygulama, İçişleri, İSBAK, Siber Güvenlik Başkanlığı ve TÜBİTAK iş birliğiyle başladı. Bu sistem, sadece teknik bir güvenlik önlemi değil; aynı zamanda ‘kamu güveni’ inşa eden demokratik bir model. Vatandaş, tehdit anında sessizce yardım isteyebiliyorsa, o sistem adalet üretir. Biz toplumsal dayanışmayı da koda dönüştürüyoruz.”
“Siber Refleks Eğitimi: Geleceğin Milli Alıştırması”
ENP: Bu sistem sadece teknik altyapı mı sunuyor yoksa toplumu da dönüştürmeyi mi amaçlıyor?
Burak Bozkurtlar:
“Bu bir yazılım değil; bir ‘siber refleks eğitimi’ meselesi. Tıpkı trafik kuralları gibi, ‘kameraya bakarak yardım istemek’ bir milli refleks haline gelmeli. Okullarda, kurslarda, camilerde, yurtta… Her yerde bu eğitim verilmeli. Amacımız, insan hatasını bahane etmeden adalet üreten bir kamu yönetimi modelini yaygınlaştırmak.”
“Yapay Zekâ, Torpil ve Kayırmayı Tarihe Gömecek”
ENP: Yapay zekâ destekli bu dönüşüm, geleneksel yönetim biçimlerini nasıl değiştirecek?
Burak Bozkurtlar:
“Yönetim biçimi değişmek zorunda. Yapay zekâ; adam kayırmayı, torpili ve kişisel hiyerarşileri sistem dışına iter. ‘Yönetici olmak bir üstünlük değil, denetime dahil olmaktır.’ Bir devlet, denetlenebilir olduğu sürece güçlüdür. Eğitimden adalete, kriz yönetiminden sosyal yardımlara kadar her alanda bu şeffaflık ve analiz kültürü hakim olmalı.”
“Gelişme Tabiatından Geri Kalmayız”
ENP: Türkiye, bu yeni dönemde nerede duruyor?
Burak Bozkurtlar:
“Durmak mı? Bizim kültürde durmak sadece saygı duruşunda olur. Onun dışında ya ilerlersin ya da geride kalırsın. Siber Güvenlik Başkanlığı kurulduysa, yarın Siber Komutanlık da kurulacaktır. Atatürk’ün ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ sözü ve Karabekir Paşa’nın iletişim-istihbarat çalışmalarına baktığımızda, bu alanda tarihi mesaimiz var. Biz, geleceği inşa eden taraf olmak istiyoruz; sadece izleyici değil, aktör.”
“Dijital Seferberlik: Kod Kahramanlarına Çağrı”
ENP: “Dijital seferberlik” çağrınızı nasıl somutlaştırıyorsunuz?
Burak Bozkurtlar:
“Siber Seferberlik Tetkik Kurulu; tıpkı askerî seferberlikteki gibi, 7’den 77’ye tüm siber yetenekleri tespit edip koordine edecek. Kod yazan çocuk da, emekli veri uzmanı da bu sürece katılmalı. Kurul; savunma, yazılım, yapay zekâ, açık kaynak katkı, veri analizi ve kriz zamanı destek birimlerini örgütleyecek. Bu insanlar, algoritmanın parçası değil; vatanın geleceğini şekillendiren ‘kod kahramanları’. Böyle bir bilinç zinciriyle iç-dış tehditler, dezenformasyon ve saldırılar nereye kadar gidebilir? Hiçbir yere. Siber güvenlik artık bir uzmanlık değil; millî bir refleks olmalı.”
“Güvenlik ve adalet kodludur. Kodu yazan sadece geleceği değil; bağımsızlığı, adaleti ve toplumsal dayanışmayı da inşa eder.” Burak Bozkurtlar’ın siber vizyonu, Türkiye’yi yeni dönemin ön saflarına taşımayı hedefliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: