ABD’nin Türkiye Uyarısı Diplomatik Dille Kamufle Edilmiş Güvenlik Alarmı mı?

Ortadoğu alev alev yanarken, Türkiye'deki Amerikan personeline yönelik yapılan uyarıların satır araları, diplomasiden ziyade bir istihbarat refleksini yansıtıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, 22 Haziran 2025'te Türkiye’de görev yapan hükümet personeline “düşük profil” çağrısında bulunarak, 22 ili kapsayan Adana Konsolosluk bölgesine kişisel seyahatleri yasakladı. Bu yalnızca bir “uyarı” değil; aynı zamanda bölgedeki istikrarsızlığın doğrudan Türkiye sınırlarına kadar taşındığının sessiz bir ilanı.

Bölgesel olaylar nedeniyle Türkiye'de daha dikkatli olun, Adana Konsolosluk bölgesine seyahat etmeyin

Alınacak Önlemler:

Amerika'nın mesajı net: Türkiye'deki Amerikan varlıkları artık bir risk unsuru taşıyor. Uyarı metinlerinde açıkça “ABD dış politikasına yönelik olumsuz tutumların, Türkiye’deki Batı çıkarlarını hedef alabileceği” vurgulanıyor. Bu cümle, yalnızca geçmişe dönük bir analiz değil; aynı zamanda geleceğe dair olası senaryoların kodlarını içeriyor.

Bugün geldiğimiz noktada, İsrail’in İran’la başlattığı ve 10 günü geride bırakan savaşta, ABD'nin de aktif biçimde taraf olduğunu görüyoruz. ABD Hava Kuvvetleri’nin İran’ın nükleer altyapısına – Fordo, Natanz ve İsfahan tesislerine – yönelik gerçekleştirdiği bombardıman, bölgeyi yeni bir dönüm noktasına sürüklüyor. Bu durum, Türkiye’yi jeopolitik anlamda “cephe gerisinde ama hedef olabilecek” bir ülke haline getiriyor.

“Düşük Profil” tavsiyesi ne anlama geliyor?

ABD'nin seyahat kısıtlamasında ısrarla vurguladığı “düşük profil” tavsiyesi, yalnızca fiziksel tehdit algısıyla açıklanamaz. Bu, Türkiye’nin iç sosyo-politik dengelerinde yaşanabilecek ani kırılmaların, Amerikan diplomatik misyonlarını doğrudan etkileyebileceği varsayımına dayanıyor. Özellikle ABD ve İsrail karşıtı duyguların artış gösterdiği bu dönemde, spontane protestoların veya bireysel saldırıların ihtimal dahilinde olduğu hesap ediliyor.

Ankara Büyükelçiliği’nin 13 Haziran’da yayımladığı “Bölgesel Güvenlik Uyarısı”, bir anlamda bugünkü gelişmelerin ön sinyalini vermişti. Her ne kadar bu uyarı genel kamuoyuna yönelik olsa da, diplomatik metin diliyle ifade edilen satır aralarındaki “önleyici istihbarat” seziliyor. ABD’nin böylesi uyarıları, çoğu zaman sahada elde edilen özel sinyaller sonrası devreye soktuğu biliniyor: aşırı uç grupların hareketliliği, sosyal medya trafiğindeki radikalleşme, Amerikan karşıtı propaganda akışının hızlanması gibi.

NATO çerçevesinde artan ayrışma

Tüm bu gelişmeleri NATO perspektifinden değerlendirdiğimizde ise tablo daha da çetrefilli hale geliyor. Türkiye, İsrail politikaları ve Gazze meselesinde ABD’den keskin biçimde ayrışıyor. Bu çatlak, kamuoyuna da yansımış durumda. Sokaklarda atılan sloganlar, üniversite kampüslerindeki gösteriler, sosyal medyada yayılan Batı karşıtı söylemler; Amerikan diplomasisinin Türkiye sahasında “sessiz ama kaygılı” bir pozisyon almasına neden oluyor.

ABD’nin yaptığı uyarılar, diplomatik nezaketle kamufle edilmiş bir alarm niteliği taşıyor. Açıkça ifade edilmese de; mesaj, Türkiye’deki Amerikan diplomatik ve konsüler personelinin olası protestolar, spontane sokak hareketleri ve hedefli şiddet olaylarına karşı dikkatli olması gerektiği yönünde. Bu, yalnızca Türkiye için değil; İsrail-İran Savaşı’nın uzantılarında yer alan tüm ülkeler için geçerli bir uyarı kodu niteliğinde.

Diplomasi çoğu zaman söylenmeyen üzerinden anlaşılır. ABD’nin Türkiye’ye yönelik son seyahat uyarıları, satır aralarına gizlenmiş ciddi güvenlik endişeleri barındırıyor. Bir şey oluyor. Ve Washington, bunun olacağını önceden biliyor gibi hareket ediyor.

ABD’nin Türkiye’deki personeline yönelik yaptığı son güvenlik uyarısının arkasında, Ortadoğu’da derinleşen Amerikan karşıtlığının yattığı açık. İsrail’in Gazze’ye yönelik yıkıcı saldırılarına koşulsuz destek verilmesi ve son olarak ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alan askeri operasyonlara doğrudan katılması, bölge halklarında zaten güçlü olan tepkileri daha da artırmış durumda. Birçok kamuoyu araştırması, Amerika’nın Ortadoğu’da en olumsuz algılanan dış güçlerden biri olduğunu ortaya koyuyor.

ABD halkının değil, politikaların hedef alındığı bir tepki

Bu olumsuz algının başlıca nedenleri arasında ABD’nin müdahaleci dış politikası, İsrail yanlısı tutumu ve Irak işgali gibi travmatik müdahaleler yer alıyor. Buna karşılık, Amerikan kültürüne — sinema, müzik, teknoloji ve akademik iş birlikleri gibi alanlara — yönelik yaklaşımlar daha ılımlı seyrediyor. Bu durum, halkların ABD’ye yönelik tepkisinin doğrudan halklara değil, siyasi karar mekanizmalarına ve emperyal stratejilere yöneldiğini gösteriyor.

Hak, şerleri hayr eyler,

Zannetmeki gayr eyler,

Ârif ânı seyr eyler,

Mevlâ görelim neyler,

Neylerse, güzel eyler…

Ömür Çelikdönmez / ENP

Gerekçeli Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/articles/cvg9rkw8ngwo

https://www.dw.com/tr/ankara-abd-saldırısı-riskleri-en-üst-düzeye-çıkardı/a-72997982

https://tr.euronews.com/2025/06/22/abdnin-iran-saldirilarina-dunya-liderleri-ne-tepki-verdi

https://www.diken.com.tr/abdden-turkiyedeki-personelleri-icin-uyari/

https://www.brookings.edu/articles/the-anatomy-of-anti-americanism-in-turkey/

https://anlatilaninotesi.com.tr/20250622/abd-disisleri-bakanligi-turkiyedeki-vatandaslarini-uyardi-1097232031.html

https://www.businessinsider.com/satellite-images-damage-iran-fordow-nuclear-site-after-us-strikes-2025-6

https://www.reuters.com/world/middle-east/israel-under-missile-attack-iran-says-all-options-open-after-us-strikes-2025-06-22/

https://travel.state.gov/content/travel/en/international-travel/International-Travel-Country-Information-Pages/Turkey.html

https://tr.usembassy.gov/june-22-2025-exercise-increased-caution-in-turkiye-due-to-regional-events-avoid-travel-to-the-adana-consular-district