Türkiye'de iktidarın en güzel becerdiği şey algılarla kamuoyunu uyutmak. Türkiye 1965 yılından itibaren savunma sanayinde hareketlenmeye başladı. Hiç çıkartma gemimiz yoktu. Tank motorları marinize edilerek çıkartma gemisi yapmaya başladık. Bu çıkartma gemileri sayesinde 1974 de Kıbrıs'a çıkabildik. Bu süreç savaş gemileri, denizaltılar yaparak devam etti. Ambargo olunca uçaklarımızı kendi parçalarımızla uçurduk, TAİ-TUİ ile F-16 ları ürettik.MKE, ASELSAN, Roketsan, Havelsan gibi kuruluşlarla çok ciddi bir savunma sanayisi altyapısı kurduk.
Sonra iktidara siyasal islamcılar geldi. Yandaşlarına herşeyle birlikte savunma projelerini de peşkeş çektiler. Büyük reklamlarla THY ambarlarında, TAİ, Aselsan gibi devlet kurumlarının desteğiyle Bayraktar SİHA ve İHA'ları üretilmeye başlandı. İlk ciddi sınavını Ukrayna- Rusya savaşında verdi. Başlarda başarılı oldu. Ancak sinyallerle yönetilen, yeterli yapay zeka yazılımı olmayan bu sistemler çok çabuk çözüldü. Ruslar Ukrayna'da ki Bayraktarları sinyallerle ele geçirip kendi alanlarına indirebiliyorlar.
Sonuç olarak dünyada savaş konseptinin çok değiştiğini son operasyonlarla çok iyi gözlemliyoruz. Kamikaze dronlarla 2.8- 3 kglık çok etkili mühimmatla karşı tarafa çok büyük hasar verilebiliyor. Dron üretimi çok zor değil, zor olan bu dronlara sinyal karıştırıcılardan etkilenmiyecek yazılımları yaparak kendi başına da hareket edebilecek kabiliyete ulaştırmaktır. Elektronik savaş sistemleri, sinyal karıştırıcılar çok etkili olabiliyor, dronlarınız yeterli yazılıma sahip degilse etkisizleştirilebiliyor Bayraktarlar gibi.
Dünyada güvenlik çok zorlaştı. Çok iyi istihbaratınız ve iç güvenliğiniz olacak. Tehdit ülkelerde içerden saldırı yapabilecek istihbarat ve kabiliyetiniz olacak. Oralara yakalanmadan dronlarınızı, mühimmatlarını stoklayabileceksiniz, günü gelince kullanacaksınız.
Ukrayna Rusya'yı istihbarat zafiyetiyle içerden dronlarla vurdu. İsrail'de İran'ı içerden dronlarla vurdu, etkisizleştirdi. Radarlarını, roketlerini elektronik karıştırıcılarla, dronlarla yok etti. Uçaklarla da etkili şekilde saldırdı.
İran gibi tarihi geçmişi olan, kültürü yüksek bir ülke batı destekli Humeyni siyasal islamcı darbesiyle bugünkü zavallı duruma düşürüldü. Ekonomisi,yüksek petrol üretimine rağmen bitirildi. Eğitimli, aydın kesimi yurtdışına kaçtı. Geride kalanlar yobaz bir güruhun elinde dinci bir faşizm altında sefaleti ve rezaletleri yaşıyor.
Türkiye İran olayından ders almalıdır. Düzmece operasyonlarla, darbelerle zayıflatılan ordumuzun durumu, operasyonlarla, soygunlarla batırılan ekonomimizle büyük bir zaaf içerisindeyiz. İstihbaratımız, Dışişlerimiz kimlerin elinde bilmiyoruz.
Türkiye İran, Suriye, Irak olmasın.
Vatanseverler, Atatürkçüler, ilkesiz, çizgisiz, geçmişleri karışık saçmasapan figürlerin peşinden gitmeyin.
Kurtuluş, çözüm hepimizin içinde, kalbinde, elele verip ülkemizin felakete gidişini önlemek zorundayız.
Sarper Koç / ENP
Yorumlar
Kalan Karakter: