Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle bireylerin kimlik inşası milli sınırları aşıp, uluslararası ilişkilerin ve etkileşimlerin etkisi altına girmiştir. Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi bireyin kimlik inşasında eğitim, büyük bir rol oynar. Küreselleşen dünyada eğitim, milli bir yapıdan çıkıp evrensel bir yapıya dönüşmektedir. Artık devletlerin genel eğitim stratejisi, milli ve evrensel kimliklere sahip bireyler yetiştirmektedir.
Evrensel değerler neden bu kadar önemlidir? Bu sorunun yanıtını şu şekilde verebiliriz: tarih, dil, kültür gibi milli değerlere sıkıca bağlı kişiler evrensel değerlerle desteklenmezse dışlayıcı bir hale gelir. Eğitim bu süreçte kendine ait bir kimlik oluşturması için bireyi milli kimliği oluşturan unsurlarla, “ötekini” de kapsayıcı ve kabul edici olması için evrensel değerlerle inşa eder. Bu şekilde bireye hem kendi kültür köklerini hem de başka kültürleri anlama yetisi oluşturarak evrensel kimliğe sahip bir birey elde eder. Birey farklı kültürlere açık, evrensel insan haklarına uyumlu, küresel sorunlara karşı duyarlı hale gelir.
Evrensel kimlik temasında karşımıza “Küresel Yurttaşlık Eğitimi” ve “Kozmopolitik Kimlik” gibi kavramlar çıkar. Küresel yurttaşlık eğitimi, UNESCO tarafından desteklenen, bireyleri sadece ulusal değil, uluslararası sorunlara duyarlı, aktif ve sorumlu vatandaşlar haline getirmeyi amaçlayan bir eğitim modelidir. Bu eğitimin ana bileşenleri insan hakları, farklı kültürlere saygı, barış ve adalettir. Bu modele göre, birey tek bir kültüre ait değildir tüm dünyanın bir parçasıdır ve model bu şekilde bireyde bir bilinç yaratılmasını amaçlar. Bu bilincin yaratılması için bireyde eleştirel düşünme yetisinin oluşturulması gerekir öncelikle. Kozmopolitik kimlik ise bireyin birden fazla kimlik, kültür ve toplumla bağlantılı olduğu bir kimlik çeşididir. Birey ait olduğu ulusun dışında düşünmeye başlar. Burada eleştirel düşünme yetisi ortaya çıkar yine. Eleştirel düşünmeyesine sahip birey kültürel çeşitliliği bir tehdit olarak değil zenginlik olarak kabul eder. Genel olarak evrensel kimlik modellemelerinin temelinde eleştirel düşünme ve farkındalık vardır. Bu modellemelerde ülkeler arası öğrenci değişiklikleri en önemli unsurdur. Hem kendi kültürü ve kimliği hem de ötekinin kimliği ile bütünleşen bu modellemelerin nihai amacı bireyin öz ve dış/öteki ile bütünleşmesidir.
Büyük bir yüzölçümüne sahip ve birçok farklı ırkı içerisinde barındıran Rusya, Sovyetler Birliği döneminden beri merkeziyetçi ve ideolojik bir eğitim anlayışına sahipti. Rusya da diğer ülkeler gibi uzun yıllardır eğitimi sistemlerini, ideolojik temellere oturtmuş milli birey inşa etmeyi amaçlamıştır. Sovyetler Birliği’nde eğitimdeki temel amaçlardan biri Sovyet bireyi yetiştirmekti. Sovyetlerdeki evrensellik “proletarya enternasyonalizmi” ile ortaya çıkıyordu. Bu uluslararası dayanışmayı içeren, tüm uluslardaki işçileri birleştiren bir ideolojiydi: ortak değer ve ortak amaç. Sovyetler sonrasında durum daha farklı bir şekil aldı. Küreselleşme adı altında Rusya Batı’ya açılmaya ve uluslararası iş birlikleri içerisinde yer almaya başladı. 2000’li yıllardan sonra Rusya’nın yeniden ulusallaşma süreci içerisine girdiğini görmekteyiz. Eğitim programları içerisinde “Rus değerleri”, “manevi ahlak”, “tarihi miras” ve “yurtseverlik eğitimi” (патриотическое воспитание) gibi değerler yer almaya başladı. Bunun yanı sıra dijitalleşme, yabancı dil eğitimi ve uluslararası öğrenci değişim programları gibi unsurlarla da evrensel kimlik ve değerlerle bir ilişki içerisindedir.
Son dönemlerde Rusya’nın ulusallaşma ideolojisini benimsediği kabul edilse de durum daha farklıdır. Bugün Rusya’da birçok ırktan ve ülkeden öğrenci bulunmaktadır. Yaklaşık 389.000 yabacı öğrenciye sahiplik yapan Rusya, 2030 yılına kadar bu hedefini 500.000 uluslararası öğrenciye çıkarmayı hedefliyor. Bu öğrenciler genellikle Çin, Latin Amerika, Hindistan, Afrika, Türkiye, Ortadoğu ve Batı ülkelerinden gelmektedir. Bunların büyük kısmı Rus Hükümeti tarafından burs verilmektedir. Ayrıca uluslararası öğrenci sayısı açısından da dünya sıralamasında ilk altının içerisinde bulunmaktadır. Batı’nın yaptırımlarına rağmen Rusya’nın eğitim kanadında hala evrenselleşme çabası içerisinde olduğunu söylemek mümkündür. Burada Rus eğitim sisteminin küresel rekabet gücünü ve cazibesini görmekteyiz. Ancak Batı’nın uyguladığı yaptırımlardan dolayı GCE (Global Citizenship Education) uygulamaları Rusya’da oldukça kısıtlı kalmıştır. UNESCO’nun hazırladığı ve diğer raporlarda ise bu durum Rusya’nın milliyetçi bir eğitim yaklaşımına sahip olmasından kaynaklı olduğu için GCE uygulamaları sekteye uğradığı belirtilmektedir. Tüm bunlara rağmen Rus eğitim sisteminin evrensel değerlerin de yer aldığı milliyetçi bir sistemin oluştuğunu söylemek doğru olacaktır. Belki de küreselleşen dünyada en doğru eğitim programı evrensel değerleri kucaklayan ama milli duruşundan da ödün vermeyen bir eğitim sistemidir. Kim bilir?
Selime Turğut / ENP
Yorumlar
Kalan Karakter: