Amerika Birleşik Devletleri’nin dış politika aracı olarak uyguladığı yöntemler çoğunlukla diplomasi ve askeri güç ekseninde değerlendirilmektedir. Ancak bu geleneksel yollar dışında, daha esnek, daha örtülü ve doğrudan devlet sorumluluğunu reddetmeye imkân tanıyan bir yöntem daha bulunmaktadır: CIA’nın Özel Faaliyetler Merkezi (Special Activities Center – SAC). Bu birim, ABD’nin görünmez cephesinde faaliyet yürüten ve “Üçüncü Seçenek” olarak bilinen stratejik doktrini uygulayan bir yapı olarak öne çıkar. Diplomasi ve doğrudan savaş arasında kalan bu alan, çoğu zaman siyasi, hukuki ve etik tartışmaların merkezinde yer alır.
1. “Üçüncü Seçenek” Doktrini: Tanım ve Teorik Çerçeve
ABD dış politikası, kriz durumlarında üç temel stratejik refleks üzerinden işlemektedir:
Diplomasi (Dışişleri Bakanlığı eliyle),
Konvansiyonel askeri güç (Pentagon ve bağlı komutanlıklar),
Gizli ve örtülü operasyonlar (CIA – SAC vasıtasıyla).
Bu üçlü yapı içerisinde “Üçüncü Seçenek”, diplomasi ile savaş arasındaki gri alanda faaliyet göstermeyi ifade eder. Bu doktrin, özellikle siyasi sorumluluktan kaçınma, müttefiklerle açık çatışmaya girmeme ya da kamuoyunu ikna edememe gibi durumlarda ön plana çıkar (Lowenthal, 2020). Operasyonun varlığı inkâr edilebilir, aktörler gizlidir ve faaliyet çoğu zaman başka örgütler veya yerel milisler üzerinden yürütülür.
2. Covert ve Clandestine Operasyonlar: Kavramsal Ayrım
SAC’nin yürüttüğü operasyonlar çoğunlukla iki temel kategoriye ayrılmaktadır:
Clandestine (Gizli) Operasyonlar: Operasyonun kendisi gizlidir; amacı, bilgi toplamak ya da belirli bir süreç içinde varlığı belli etmeden etkide bulunmaktır. Ancak bu tür operasyonlarda faillerin kimliği zamanla açığa çıkabilir.
Covert (Örtülü) Operasyonlar: Hem operasyonun varlığı hem de gerçekleştiren aktörler devlet tarafından inkâr edilebilirdir. Covert operasyonlar yalnızca Başkan’ın onayıyla yürütülür ve Kongre denetimi son derece sınırlıdır (Treverton, 2008).
Bu ayrım, hem yasal hem de operasyonel sorumluluğun sınırlarını çizerken, aynı zamanda SAC’nin benzersiz yetki alanını da ortaya koyar.
3. Tarihsel Arka Plan: OSS’den SAC’ye
CIA’nın paramiliter operasyonlara dayanan kökeni, II. Dünya Savaşı’nda faaliyet gösteren Stratejik Hizmetler Ofisi’ne (Office of Strategic Services – OSS) kadar uzanır. OSS’nin özellikle aşağıdaki operasyonları, SAC’nin temelini oluşturmuştur:
Jedburgh Timleri: Nazi işgali altındaki Avrupa’da direniş hareketlerini organize etmek ve yönlendirmek amacıyla kurulmuştur.
Detachment 101: Burma’da Japon işgaline karşı yürütülen gerilla savaşlarında etkin rol oynamıştır.
Morale Operations Division: Düşman halklara yönelik kara propaganda faaliyetleri yürütmüştür.
Savaşın ardından OSS dağıtılmış, fakat operasyonel tecrübesi CIA bünyesinde yeniden yapılandırılmıştır. 1947 tarihli Ulusal Güvenlik Yasası ile kurulan CIA, zamanla paramiliter kapasitesini genişleterek SAC’nin temellerini atmıştır (Warner, 1995).
4. Soğuk Savaş’ta Gizli Müdahaleler
Soğuk Savaş dönemi, SAC için uluslararası faaliyet alanlarının genişlediği, operasyon sayısının arttığı bir dönem olmuştur. Özellikle komünizmin yayılmasına karşı verilen mücadele kapsamında CIA, birçok ülkede rejim değişikliklerini ve ayaklanmaları organize etmiştir. Öne çıkan bazı operasyonlar şunlardır:
İran (1953): Mossadegh hükümetinin devrilmesi (Operation Ajax).
Guatemala (1954): Arbenz hükümetine karşı darbe (PBSUCCESS).
Küba (1961): Domuzlar Körfezi çıkarması (Bay of Pigs), Fidel Castro’ya karşı başarısız girişim.
Afganistan (1979-1989): Operation Cyclone kapsamında Sovyet işgaline karşı mücahit grupların silahlandırılması ve eğitilmesi.
Bu operasyonlar SAC’nin sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik araçlarla da çalıştığını göstermektedir (Prados, 2006).
5. 11 Eylül Sonrası Yeniden Yapılanma: Teröre Karşı Savaşın Öncüsü
11 Eylül 2001 saldırıları sonrası SAC, yeniden yapılanmış ve bütçesi kayda değer ölçüde artırılmıştır. Teröre karşı yürütülen Küresel Savaş (Global War on Terror – GWOT) kapsamında, SAC doğrudan çatışma sahalarına gönderilen ilk Amerikan gücü olmuştur. Özellikle:
Afganistan’da Taliban’a karşı Kuzey İttifakı ile birlikte operasyonlar yürütmüş,
Pakistan, Yemen ve Somali gibi ülkelerde insansız hava aracı (drone) saldırıları düzenlemiş,
El Kaide ve IŞİD liderlerine yönelik suikast ve sabotaj operasyonları gerçekleştirmiştir.
Bu dönemde SAC, JSOC (Joint Special Operations Command) ile ortak operasyonlara da katılarak istihbarat ve askeri gücün daha yakın bir entegrasyonunu sağlamıştır (Scahill, 2013).
6. SAC’nin Kurumsal Yapısı ve Görev Alanları
SAC, CIA’nın Operasyonlar Direktörlüğü (Directorate of Operations – DO) altında faaliyet göstermekte olup dört temel birime ayrılmıştır:
Ground Branch: Kara operasyonları, sabotaj, rehine kurtarma, gerilla savaşı.
Air Branch: Hava keşfi, lojistik destek, hava operasyonları.
Maritime Branch: Deniz ve kıyı operasyonları, liman sabotajları.
Political Action Group (PAG): Psikolojik savaş, kara propaganda, seçim müdahaleleri, rejim değişiklikleri.
SAC ajanları, genellikle özel kuvvetler (Green Berets, Navy SEALs, Delta Force) kökenli ve çok disiplinli bir eğitimden geçmiş personelden oluşur. Küçük, özerk timler halinde görev yaparlar ve çoğu zaman resmî ABD askeri varlığı dışında hareket ederler (Coll, 2018).
7. Etik ve Hukuki Tartışmalar
SAC’nin örtülü operasyonları, uluslararası hukuk, insan hakları ve egemenlik hakları bakımından ciddi tartışmalara konu olmaktadır. Özellikle:
Sivil kayıplara yol açan insansız hava aracı saldırıları,
Rejim değişikliklerinin uzun vadeli istikrarsızlığa neden olması,
Hedefli suikastların uluslararası hukuka aykırılığı,
gibi unsurlar, SAC’nin faaliyetlerinin meşruiyetini sorgulatmaktadır. Bununla birlikte, destekçileri bu operasyonların ulusal güvenlik açısından vazgeçilmez olduğunu ve devletin çıkarlarını koruduğunu savunmaktadır (Byman, 2006).
CIA’nın Özel Faaliyetler Merkezi, Amerika Birleşik Devletleri’nin dış politikasındaki en gizli ve etkili araçlardan biridir. “Üçüncü Seçenek” olarak tanımlanan doktrin çerçevesinde, SAC; diplomatik başarısızlıklar ve açık savaşlar arasında bir geçiş noktası sağlar. Tarihi boyunca pek çok farklı form ve isim altında faaliyet göstermiş olan bu birim, günümüzde hâlâ dünya çapında yürütülen örtülü müdahalelerin merkezi konumundadır. Ancak bu yapının gizliliği, beraberinde hesap verilebilirlik, etik sorumluluk ve hukuki sınırlar gibi soruları da gündeme getirmeye devam etmektedir.
Eşref Tolga Göktürk / ENP
Yorumlar
Kalan Karakter: