Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, 19 Haziran’da Kahramanmaraş’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte “Azerbaycan Mahallesi”nin açılışına katılması, yalnızca iki ülke arasındaki sembolik kardeşlik bağlarını yansıtan bir ziyaret değil; aynı zamanda Avrasya jeopolitiği bağlamında stratejik anlamlar içeren yüksek profilli bir diplomatik hamle olarak değerlendirilmelidir.
Ankara Bakü ilişkileri Transkafkasya barışının teminatı
Bu ziyaret, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki çok boyutlu stratejik ortaklığın sahadaki yansıması olmasının ötesinde, Trans Kafkasya’da kalıcı barış ve bölgesel güvenliğin inşasında Türkiye’nin belirleyici rolünü de pekiştiren bir gelişmedir.
Karabağ sonrası ortaya çıkan yeni güç dengeleri ışığında, Ankara-Bakü hattında sergilenen siyasi uyum, enerji ve ulaşım koridorlarının güvenliği açısından olduğu kadar, Rusya, İran ve Batı'nın rekabet alanına dönüşen Kafkasya’nın istikrara kavuşmasında da kilit bir unsur olarak öne çıkmaktadır.
Bu ziyaretten sadece bir gün sonra Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Türkiye’ye resmi ziyarette bulunacak olması hiç şüphesiz Ankara’yı Güney Kafkasya merkezli diplomatik denklemde benzersiz bir konuma taşımaktadır. Bu arka arkaya gelen temaslar, Türkiye’nin aynı anda hem dostluk hem de diplomasi diliyle bölgesel dengeyi şekillendiren aktör konumuna geldiğini göstermektedir.
Aliyev’le pekişen stratejik ortaklıkta hedef güç birliği
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aliyev’i Kahramanmaraş’taki törene şahsen davet etmiş olması, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin geldiği boyutu gözler önüne serdi. Bu ilişki, artık sadece kültürel ve tarihsel kardeşliğe dayalı değil; askeri, enerji ve dış politika alanlarında bütünleşmiş bir stratejik ittifaktır. “Bir millet, iki devlet” söylemi, “bir millet, bir ordu” konseptine evrilmiştir.
Karabağ zaferinden sonra kurulan ortak Türk-Azerbaycan askeri yapısı, enerji nakil hatlarının güvenliğini birlikte sağlama hedefi ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki eşgüdüm, bu kardeşliği kurumsallaştıran unsurlardır. Zengezur Koridoru’nun açılmasıyla Türkiye, Azerbaycan’a ve oradan Orta Asya’ya kesintisiz bir kara bağlantısı elde ederek stratejik derinliğini daha da artırmayı hedeflemektedir. Bu koridor, aynı zamanda Çin’in Kuşak-Yol Projesi ile de kesişen bir güzergâh olması bakımından Avrasya ticaretinin kalbini oluşturmaktadır.
Paşinyan’ın Ankara ziyareti ve Ermenistan la ihtiyatlı yakınlaşma
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın ziyareti ise hem cesur hem de kırılgan bir diplomatik adımdır. Ermenistan, Türkiye ile 1993’ten bu yana kapalı olan sınır kapılarının açılmasını, ekonomik izolasyondan çıkışın ön şartı görmektedir. Türkiye ise, sınırların açılması için Karabağ’daki nihai barış sürecinde ilerleme sağlanmasını, özellikle Zengezur Koridoru’nun işlerlik kazanmasını ön koşul olarak değerlendirmektedir.
Ankara-Erivan ilişkileri sadece siyasi değil, sosyo-kültürel ve ekonomik boyutlarıyla da hassas dengeler üzerine kuruludur. Ermenistan, Türkiye ile doğrudan ticaretin başlayabilmesini; transit geçişlerin kolaylaşmasını, sivil havacılık, enerji işbirliği, turizm ve kültürel alışveriş gibi alanlarda normalleşmenin başlamasını arzu etmektedir. Türkiye ise Erivan’dan, bölgedeki statükoya uymak yerine değişen jeopolitik koşullara göre pozisyon almasını, Batı’nın manipülasyonlarına açık olmayan, bölge gerçeklerine uygun bir dış politika izlemesini beklemektedir.
Sınırların açılması ve kültürel normalleşme
Sınır kapılarının açılması, sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda psikolojik ve tarihsel bir kırılma noktasıdır. Iğdır’ın Doğubayazıt’a, Kars’ın Ani Harabeleri ’ne, Erivan’ın Ani ve Ağrı Dağı’na bakan bir komşuluk ilişkisine evrilmesi; bölgede soğuk savaş kalıntısı diplomatik buzların erimesi anlamına gelecektir. Bu sayede hem iki halk arasında kültürel temaslar artacak, hem de sınır ticareti üzerinden yerel ekonomilere canlılık kazandırılacaktır.
Ancak bu hassas sürecin en büyük riski, üçüncü ülkelerin –özellikle Fransa’nın diasporayla kurduğu popülist bağlar ve ABD’nin Ermenistan üzerindeki etkisi– aracılığıyla sabote edilme ihtimalidir. Türkiye, bu nedenle diplomatik normalleşmeyi çok boyutlu, dengeli ve zamana yayılan bir stratejiyle sürdürmekte kararlıdır.
Enerji koridorları ve güvenlik dengeleri
Ziyaretlerin merkezinde yer alan bir diğer kritik başlık ise enerji güvenliğidir. Azerbaycan gazı, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı üzerinden Türkiye’ye ve Avrupa’ya ulaşmaktadır. Bu hatların geçtiği bölgelerde istikrarın tesisi, hem ekonomik sürdürülebilirlik hem de enerji güvenliği açısından vazgeçilmezdir.
Zengezur Koridoru üzerinden uzanacak yeni lojistik ve enerji hatlarının güvenliği de aynı ölçüde hayati önem taşımaktadır. Türkiye, bu güvenliği yalnızca diplomatik değil; askeri, teknolojik ve istihbari boyutlarıyla da sağlamakta kararlıdır. Paşinyan’ın bu konuda Türkiye ile koordineli bir yaklaşım geliştirmesi, Ermenistan’ın da bu ağın bir parçası olmasını sağlayabilir.
Avrasya jeopolitiğinde yeni merkez Türkiye
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin sadece Güney Kafkasya’da değil; tüm Avrasya’da bir düzen kurucu güç olarak öne çıktığını göstermektedir. Rusya’nın Ukrayna savaşındaki pozisyonu ve zayıflayan bölgesel etkisi; İran’ın Batı ile yaşadığı gerilimler, Çin’in Batı Asya’ya yönelik ihtiyatlı yaklaşımı ve ABD’nin bölgeden kısmen çekilmesiyle oluşan boşlukta Türkiye, kendi vizyonunu hayata geçirebilecek uygun bir zemin bulmuştur.
Bu zeminde, Ankara yalnızca arabulucu değil; stratejik mimar, jeopolitik tasarımcı ve bölgesel entegrasyonun lokomotifi olarak hareket etmektedir. Aliyev ve Paşinyan’ın Türkiye’de buluştuğu bu diplomatik eşik, yalnızca Kafkasya’ya değil, Avrasya’nın tamamına etki eden yeni bir stratejik ekolojinin inşa edilmekte olduğunu göstermektedir.
Kafkasya’da yeni bir sayfa açılıyor
Türkiye, bu süreçte ne sadece Azerbaycan’ın stratejik dayanağı ne de Ermenistan’ın ekonomik açılım kapısıdır; Türkiye, iki tarafın da beklentilerini yöneten, bölgesel denklemde ağırlık merkezini belirleyen aktöre dönüşmüştür. Ankara, hem Aliyev’in jeostratejik hamlelerine zemin hazırlayan hem de Paşinyan’ın bölgeye entegre olma çabalarını dengeleyen; kısacası tarafların beklentilerini ve kaygılarını aynı masada yönetebilen, bölgesel oyun planının merkezine yerleşmiş aktör hüviyetindedir.
Kafkasya’da açılacak her yeni sınır, kapanan her eski dosya, Türkiye'nin bölgesel gücünü kalıcı hale getirecek; enerji koridorlarının güvenliği, ekonomik entegrasyon ve kültürel yakınlaşma ise barışa dair umutları artıracaktır. Bu yeni dönemde, Ankara artık sadece dostlarını değil, kaderleri bir noktada kesişen tarafları da masada buluşturabilecek bir stratejik merkezdir. Ve bu merkez, Avrasya’nın geleceğini şekillendirme gücüne sahiptir.
Turan eller var olsun Tanrı bize yar olsun!
Ömür Çelikdönmez / ENP
Gerekçeli Kaynakça
https://www.ng.ru/sups/
tps://verelq.am/ru/node/161316?
https://foreignpolicy.com/2023/11/02/azerbaijan-armenia-zangezur-corridor/
https://www.enphaberajansi.com.tr/kahramanmarasta-cumhurbaskani-aliyeve-buyuk-ilgi/62
https://www.e-ir.info/2024/02/07/opinion-why-armenia-and-azerbaijan-diverge-on-the-zangezur-corridor/
https://www.reuters.com/world/middle-east/armenian-pm-set-rare-bilateral-visit-turkey-meet-erdogan-2025-06-18/
https://ru.apa.az/strani-snq/spiker-armyanskogo-parlamenta-podtverdil-vizit-pasinyana-20-iyunya-v-turciyu-613621?
https://www.trhaber.com/dunya/rusca-gazete-pasinyanin-turkiye-ziyaretini-hazmedemedi-ankaraya-ankaraya-h476840.html?
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/dunya/pasinyan-turk-gazetecilere-ne-dedi-ermenistan-basinindan-carpici-detaylar-1100862
https://tr.euronews.com/2023/10/04/aliyev-turkiye-sartinin-kabul-edilmemesi-nedeniyle-pasinyan-ile-gorusmeyi-reddetti
https://www.gazetevatan.com/gundem/cumhurbaskani-erdogan-ve-aliyev-kahramanmarasta-depremzede-bir-aileyi-ziyaret-etti-2286922
https://avim.org.tr/tr/Yorum/TURKIYE-ERMENISTAN-ILISKILERININ-YAKIN-GECMISI-VE-PASINYAN-IN-ACIKLAMALARI
Yorumlar
Kalan Karakter: